ÜLKÜCÜLERİN TARİHİ MİSYONU

ÜLKÜCÜLERİN TARİHİ MİSYONU

ÜLKÜCÜLERİN TARİHİ MİSYONU

İstanbul’daki terör saldırısı sonucu 6’sı polis ve 5’i sivil olmak üzere 11 insanımız şehid olmuştur. Şehid polislerden Emrah PEKDOĞAN Afyon Sandıklı eski Ülkü Ocakları Başkanımızdır. Şehidlerden Yaşar ÖZLEM de Muğla Ülkü Ocakları eski Üniversite Başkanımızdır. Bir diğer şehid Polis Gökhan TOPÇU’nun boynunda Göktürk alfabesiyle ’’Türk’’ yazısı taşıması acaba neyin işaretidir ? Bunlar asla bir tesadüf değildir ve olamaz. Terörle mücadelenin son 30 yılının incelenmesi tüm bunların bir tesadüf olmadığının ispatı olacaktır. Yalın ve kaskatı gerçek budur ki; Doğu ve Güneydoğu’da bölücü vatan hainleriyle savaşan asker ve polislerimizin ezici çoğunluğu Ülkücülerden oluşmaktadır.

Hatta Ülkücülerin kahir ekseriyeti terör bölgesine gönüllü olarak gidebilmek için dilekçe veriyorlar. Geçtiğimiz günlerde yurtdışında rahat bir görevde iken dilekçe verip Güneydoğu’ya giden ve bir ay sonra şehid düşen Ülkücü polis bunun en bariz bir örneğidir.

Elbette terörle mücadele eden güvenlik güçlerimizi yani asker ve polislerimizi, Ülkücü olanlar ve olmayanlar diye sınıflandırmak değildir niyetimiz. Çünkü büyük bir fedakarlıkla görev yapan bu kahramanların hepsi Milletimizin öz evlatları, bizim de kardeşlerimizdir. Ancak bu milletin, bu devletin ve ay yıldızlı al bayrağın kara sevdalısı olan Ülkücülerin, Vatan toprağı zorda ve darda olduğunda, nasıl da canını hiçe sayarak mübarek kanlarını sebil ettiği, görülsün, bilinsin ve bir kez daha anlaşılsın diye yazılmıştır bu satırlar.

Havaalanlarında ve miting meydanlarında dantelli kefenlerle şov yapanlar nerededir acaba ? Kimisi kâr oranı yüksek ballı ihaleler peşinde kimisi de dolgun maaşlı danışman kadrolarıyla zevk-ü sefa içindeler.. Öyle ya Ensar Vakfından ya da Türgev’den bir kişiyi bile bulmak imkansızken, Polis Özel Harekat ve Jandarma Özel HarekatÜlkü Ocaklarının rahle-i tedrisinden geçerek yetişmiş yiğitlerle dolup taşmaktadır.

Terörle mücadelenin en etkili ve sembol teşekkülü olan Özel Harekatın temelini de ilk yıllarından itibaren Milliyetçi-Ülkücü gençleroluşturmuştur. Bu inkarı mümkün olmayan bir gerçektir. O halde vatan sevdası saikiyle, terör ve teröristle can pahasına mücadele eden aslında Ülkücü Hareketin ta kendisi değil midir ? Bu sorunun cevabını Millet vermiş, Tarih teyid etmiş ve çok şükür ki bir hakikat tescil edilmiştir.

Elbette kurban Koç’tan olur ve vatan kurban isteyince gözler koça çevrilir. Bu hayatın ve Erliğin kanunudur. İşte Ülkücüler de ilahi bir sırrın gereğince ve kendi tercihleriyle, Din-Devlet-Millet-Vatan ve bayrak gibi mukaddes değerlerimizi korumak için, kurbanlık kınalı kuzular-kınalı koçlardır. Gerek olduğunda meydana çıkarlar, görevlerini yüz akıyla yaparlar ve çoğu zaman da kara toprağa düşerler.

Tam bir inanmışlık ve realist bir bakış açısıyla söylenmelidir ki ; Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları nasıl ki bir Vatan ve Devlet kurmuşlarsa, -ki kurmuşlardır- Alparslan Türkeş ve Ülkücüler de, kurulmuş olan bu devlet ve Vatanı kan bedelini ödeyerek korumuşlardır, halen daha korumaya devam ediyorlar. Ülkücülerin tarihi misyonlarından biri de tam bu noktada göze çarpmaktadır.

Onlar bu topraklar için toprağa girenlerdir.
Onlar bizi yaşatmak için yaşamayanlardır.

Onlar kutlu analardan doğarlar lakin, Vatandan özgeyi ana bilmezler.
Ve mübarek Vatan bağrından özge, Baş koyup yatacak sine bilmezler.

Genelde tüm Şehidlerimizin özelde ise Şehid Ülkücülerin hatıraları ve Davaları bizim namusumuza emanettir. Onlar her iki cihanda bizim hem Şehidlerimiz hem de şahitlerimizdir. Allah(c.c) onların hepsinden ayrı ayrı razı olsun. Onları UNUTMAKTÜKENMEKTİR.


 

ONUR ERSANÇMIŞ
Kars Ülkü Ocakları eski İl Başkanı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Kars Haber