ABD'nin KULLARI

Onur Ersançmış

 Türkiye 15 temmuz’dan beri darbe meselesiyle yatıp kalkmaktadır. Asker üniforması giymiş iradesi dışarıya ipotekli bir avuç zavallı, kendilerine emanet edilen silah ve uçaklarla kendi halkına ateş açmış ve Gazi Meclisi bombalamışlardır. Bu hareketin bir ihanet hareketi olduğu açık ve net bir şekilde ortadadır. Fakat Türkiye’deki askeri darbelerle ilgili biraz tarih okumaları yapan herkes bilir ki bu hareket bir darbe teşebbüsü olmakla birlikte ama bundan ziyade dış istihbarat örgütlerinin kurguladığı, Türkiye’de bir iç savaş çıkarmayı amaçlayan bir kalkışma hareketidir. Nitekim devlet büyüklerimiz de yaptıkları açıklamalarla bu gerçeğe dikkat çekiyorlar.

Bu kalkışmanın hemen ardından ABD’li bir üst düzey askeri yetkilinin yaptığı ’’Türkiye’de dostlarımız tutuklanıyor, kaygılıyız’’ mealindeki açıklaması ve daha sonra CIA Ortadoğu sorumlusu Graham FULLER’in Fethullah GÜLEN’i aklayan ve koruyan açıklamaları, bu kalkışma hareketinin arkasında ABD’nin olduğunu hiçbir şüpheye mahâl bırakmayacak şekilde ortaya çıkarmaktadır. Darbe kalkışmasından hemen sonra ABD Genel Kurmay Başkanı’nın Türkiye’ye gelmesi ise, katilin cenazeye katılıp en çok ağlaması ve yakınlarına baş sağlığı dilemesi misali tam bir tiyatro örneği olmuştur. Peki Fethullah GÜLEN’i koruma ihtiyacı hisseden Graham FULLER kimdir? İşte meselenin bam teli tam da burasıdır. Graham FULLER ABD dış istihbarat örgütü CIA’nın üst düzey yetkilisi, Yeni Türkiye, Kürtlerin Geleceği, İslamın Geleceği ve daha bir yığın meşhur kitapların yazarıdır. En önemlisi de Fethullah GÜLEN 1999 yılında Amerika’ya gittiğinde kendisinin bu ülkeye yerleşebilmesi ve orada yaşayabilmesi için gerekli olan referans mektuplarını veren 3 önemli isimden birisidir.

Bizler, tüm bu gerçekleri 10-15 yıl öncesinden dile getirdiğimiz vakit, bir din alimine iftira attığımız ve hakaret ettiğimiz gerekçesiyle bizi kafirlikle itham edenler nerededir şimdi? Yüzleri kızarması gerekenler küçük de olsa bir mahcubiyet duyuyor mudur acaba?

Türkiye’de öteden beri söylenen ve duymaya alışkın olduğumuz bir klişe vardır; ’’Bu ülkenin % 99’u Müslümandır’’ diye. El hak doğru. Ancak bu söylemin günümüz şartlarına göre güncellenerek tekrar ifade edilmesinde fayda mülahaza etmekteyim. Şöyle ki; Bu ülkede yaşayan insanların % 99’u Allah(c.c)’ın kuludur, geriye kalan % 1’lik kısım ise ABD’nin kuludur. Çünkü vicdanını, ruhunu ve aklını Amerikan çıkarlarının emrine sunan ve ABD için adeta beşinci kol faaliyeti(Casusluk) yürüten insanlar topluluğunu başka türlü tanımlamak imkansızdır. Elbette yaratma sıfatı alemleri yoktan var eden Yüce Allah’a ait bir sıfattır ve burada kullandığımız ’’ABD Kulu’’ da mecazi bir kavramdır. 15 Temmuz kalkışması ve sonrasındaki Türkiye ve Dünya gelişmeleri, bu iddiamızın açıklaması ve ispatı niteliğindedir. Bu bağlamda Prof. Dr. Ümit ÖZDAĞ’ın yaptığı ’’FETÖ terör örgütü olduğu kadar aynı zamanda bir istihbarat örgütüdür’’ analizi meselenin öneminin ve mahiyetinin net anlaşılması için yol gösterici olacaktır.

Mesela geçtiğimiz aylarda terör örgütü Pkk lehine bildiri yayınlayan, Türk Devletini katliamcı gösteren ve Güneydoğudaki meşru operasyonları eleştirerek güya barış çağrıları yapan 1128 sözde akademisyenin ilk bakışta Yunan Üniversitelerinden çıktıkları düşünülse de ne yazık ki bunlar Türk Üniversitelerinin mahsulleridir. Pkk, genelde küresel emperyalizmin özelde ise Amerikan emperyalizminin taşeron çetesi iken, Pkk’nın Suriye kolu olan Pyd’yi Amerikan Genel Kurmayı kendilerinin bölgedeki Kara Kuvvetleri olarak ilan edip ortak operasyonlar yapıyor iken, Pkk ağzıyla ve Pkk lehine bildiri yayınlayan, açıkça Pkk sevicilik yapan sözde akademisyenler ve bunlara destek veren kim varsa Allah’ın değil ABD’nin kuludur. Çünkü yayınladıkları bildirinin ABD’nin bölgesel çıkarlarına hizmet etmekten başka bir anlamı yoktur.

Ne hazindir ki Türkiye’nin Üniversitelerinde Prof. Ve Doçent ünvanlı, medyada gazeteci-yazar görünümlü, ekonomik hayatta iş adamı maskeli, parlementoda Milletvekili sıfatlı ve televizyon kanallarında program program dolaşan sanatçı veya aydın kılıklı yüzlerce hatta binlerce Amerikan ajanı mevcuttur. Bu ajanların ortak özelliği ABD’nin gücüne ve üstünlüğüne inanmaları, kimliksiz ve milli duygulardan nasipsiz olmaları, ABD’yi siyasi kâbe olarak tanımaları, sahip oldukları para ve makamları ABD’ye borçlu olduklarından, büyük bir minnettarlık duygusuyla ABD’ye ’’kulluk’’ derecesinde sadık ve itaatkâr olmalarıdır.

Hele hele yabancı istihbarat örgütlerinden aldıkları büyük paralarla İlahiyat profesörü kisvesi altında tv ekranlarına çıkan-çıkartılan, İslam adına yaptıkları abuk sabuk konuşma ve yorumlarla toplumun kafasını karıştırmayı ve İslamın genetik şifreleriyle oynamayı hedefleyen sahte İslam alimlerinin yatacak yeri bile yoktur. Çünkü Yüce dinimiz İslama en büyük zararı bu güruh vermiştir ve vermeye devam etmektedir.

Hatırlayalım, Ergenekon, Balyoz ve Askeri Casusluk davalarının ilk başladığı günlerde Milli görüşçülerin sembol isimlerinden Oğuzhan ASİLTÜRK ’’Ergenekon davası ordu içindeki Amerikan karşıtı subayların tasfiye edilmesidir’’ demişti. O günlerde Türk Silahlı Kuvvetlerinin kalbinden hançerlenmesi anlamına gelen bu operasyonları gerçekleştirenler de, bahsettiğimiz Türkiyeli Amerikan uşaklarından yani ABD Kullarından başkası değildi.

Türkiye’de yaşanan son gelişmeler bir kez daha göstermiştir ki, en küçük bir memuriyetten bürokrasinin en tepe noktalarına kadar tüm devlet mekanizmasında, iş dünyasında, özel ve resmi hayatın her alanında, yabancı güçler tarafından devşirilmeyen, devşirilemeyen ve hatta devşirilmesi teklif dahi edilemeyen
Fikri hür
Vicdanı hür
İrfanı hür memleket çocuklarına hava gibi su gibi ihtiyacımız vardır.

O halde, yabancı uşaklığını yani emperyalizmin her çeşidini reddeden, yüzde yüz yerli, yüzde yüz milli ve yüzde yüz Milliyetçi Vatan evlatlarına selam olsun.

Bu defa, çok şükür ki Zafer,
ABD’ye inananların
ABD’ye baş eğenlerin değil,
Allah(c.c)’a inananların
Allah(c.c)’a baş eğenlerin olmuştur.

ONUR ERSANÇMIŞ
Kars Ülkü Ocakları Eski İl Başkanı

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.