Kars Çayı'nda İlk Kez Rafting Heyecanı

Kars Çayı'nda İlk Kez Rafting Heyecanı

 Dünya’nın risk alan 22 National Geographic kaşifi arasında bulunan Doç. Dr. Çağan Şekercioğlu şimdi de Kars Çayı’nda yeni bir riske...

 Dünya’nın risk alan 22 National Geographic kaşifi arasında bulunan Doç. Dr. Çağan Şekercioğlu şimdi de Kars Çayı’nda yeni bir riske girdi. 120 kilometrede uzunluğundaki Kars Çayı’nda uzman biyolog Emrah Çoban ile beraber Rafting yapan Çağan Şekercioğlu, akarsu boyunca yapılan ilk kuş sayımını da gerçekleştirdi.

Böylece Çamçavuş Mevkiinde yapılan ve bu yıl sonunda faaliyete geçirilecek olan Kars Barajı’nın devreye girmesinden sonra da kuş sayımı yapılarak barajın kuşlara etkisi de ortaya çıkarılmış olacak.

Sarıkamış Allah-u Ekber Dağlarında başlayıp Ermenistan sınırına kadar giden 120 kilometrelik uzunluğundaki Kars çayı bir ilke tanıklık etti. KuzeyDoğa Derneği Başkanı Doç. Dr. Çağan Şekercioğlu, derneğin bilim koordinatörü Emrah Çoban ile birlikte çayda ilk kez rafting yaptı. Çamçavuş mevkiinde botu Kars Çayı’na indiren Şekercioğlu ve Çoban, 71 kilometrelik mesafeyi gün boyunca tamamlayabilmek için sabah saat 05.00’de raftinge başladılar. Saatte 6 kilometre hızla ilerleyen ekip, zorlu anlar da yaşadı.

KuzeyDoğa Derneği Başkanı Doç. Dr. Çağan Şekercioğlu, “İnanılmaz, nefes kesici bir gündü. Kars Çayı beklediğimden daha zorlu ama daha da güzel ve keyifli çıktı. Çoğunu bilmediğiniz bir nehirde, durgun su için yapılmış ufak bir şişme botla bütün gün boyunca 71 km gitmek büyük bir risk. Ne tip kanyonlar, şelaleler ve diğer risklerle karşılaşacağımızı bilmiyorduk. Şahnalar'a gelmeden önce en büyük tehlikeyi atlattık. Akarsuyu boydan boya geçen 1.5 metrelik bir seti son anda fark edip kıl payı karaya çıktık ve botu etrafından yürüttük yoksa botu devirip kayalara çarpacaktık. Ama kaşif olmanın, keşfetmenin en büyük heyecanı da bu. Neyle karşılaşacağınızı bilirseniz, o keşif de olmaz, macera da” dedi.

KARS “ÇAYI’NDAKİ TEHLİKE KİRLİLİK VE HASTALIK”

Kars Çayı’nın kirliği olduğuna dikkat çeken Şekercioğlu, “Kars Çayı'ndaki en büyük tehlikenin, kirlilik ve hastalık olduğunu daha en başta fark ettik. Suyun ağır bir kokusu vardı ve açıkçası hasta olmaktan korktuk. Neyse ki tetanoz, tifo ve kolera aşılarımız var. Bu kadar güzel bir akarsunun bu kadar kirli olması çok üzücü. Bir dahaki sefere, her 3 kilometrede bir su örneği almayı planlıyoruz. Kars'a mutlaka arıtma sistemi kurulması şart. Yoksa Kars Barajı dev bir kirli su gölü haline gelecek ve bölge insanlarının sağlığını çok kötü etkileyecek. Beklediğimizden çok daha az ağaç ve bitki gördük. Halbuki doğal olarak Kars çayı boyunca kayalık olmayan her yerde söğüt ve diğer ağaçların olması lazım ama aşırı otlatma ve kesimden dolayı çoğu yerde ağaç yoktu. Parkurun en güzel kısmı olan Şahnalar kanyonundaki çok çirkin çöplük ise günün en üzücü görüntüsüydü. Sanki Kars çayının en güzel noktasını bilinçli olarak kirletmek için orayı seçmişler. Mutlaka kaldırılması lazım” diye konuştu.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Kars Haber