Gürsel Tekin, “Derin yoksulluk tersine göçü zorunlu hale getirdi!”

Gürsel Tekin, “Derin yoksulluk tersine göçü zorunlu hale getirdi!”

CHP Eski İstanbul Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı hemşehrimiz Gürsel Tekin, “Yoksul mahalleleri sıklıkla ziyaret ediyorsunuz. Bir araya geldiğiniz vatandaşlar sizden hangi konularda yardım istiyor?”

Tacettin DURMUŞ

Gürsel Tekin yaptığı açıklamada “Evet, öncelikle şunu söylemek istiyorum. Siyasete girdiğim günden beri hiç ofis siyasetçisi olmadım, seçim dönemi siyasetçisi de olmadım, her zaman söylediğim biz söz var hep trafik polisi gibi görünür oldum. Bu sebepten çok rahatlıkla ifade edebilirim ki yıllardır vatandaş ile aramda samimi bir bağ oluştu. Bu sayede bize oy veren ya da vermeyen tüm vatandaşlarımızın rahatlıkla derdini anlatabildiği bir siyasetçiyim.

Sizin de dediğiniz gibi özellikle yoksul mahalleleri sıklıkla ziyaret ediyorum. Bir toplumun nasıl yaşadığını? Alım gücünün ne düzeyde olduğunu gözlemlemenin en iyi noktası kuşkusuz semt pazarlarıdır, orada karşılaştığınız manzaralar size her şeyi anlatır…

Çokça karşılaştığım bir durum var ki söylemeden edemeyeceğim semt pazarlarında geçimini sağlayan çok sayıda atanamayan öğretmenlerimiz var! Şimdi sorunuzun cevabına gelince hiç abartısız şunu söylemek istiyorum, sadece bir günlük esnaf ziyaretimizde bile 100’ü aşkın vatandaşın kendisine, kızına, oğluna veya eşine iş isteme talebi var. Bu sayı gittiğimizyerin nüfus oranına göre çok daha yukarı yönde artış göstermektedir. Bunun yanı sıra sosyal yardım talebinde bulunan vatandaşlarımızın da sayısı oldukça yüksek. Sosyal yardım talebinde bulunan insanları da dinlediğimde, ilk sorum devletin sosyal yardım kuruluşlarına başvuru yapıp yapmadıkları oluyor fakat yardımın çıkmadığını ifade ediyorlar, bunun sebebini sorduğumda ise aldığım cevap ya kişinin üzerine kayıtlı, köyünde/kasabasında bir tarla (ekip biçmeye elverişli olmayan, gelir getirmeyen) veya babadan kalma bir ev olması gibi sebeplerden dolayı sosyal yardım alamaması durumlarıyla çok sık karşılaşıyoruz, en çok bu iki konuda vatandaş yardım istiyor.dedi.

gursel-tekin-kars-1.jpeg

gursel-tekin-kars-2.jpeg

gursel-tekin-kars-3.jpeg

gursel-tekin-kars-4.jpeg

gursel-tekin-kars-5.jpeg

gursel-tekin-kars-6.jpeg

…BESLENME ALIŞKANLIKLARI NASIL…
Kendisine yöneltilen soruları da cevaplandıranGürsel Tekin: “Söze yine ilk sorunuza verdiğim cevapla başlamak istiyorum. Semt pazarları, halkın nabzını tutacağınız en iyi noktalardır. Özellikle son 3 yılda öyle manzaralarla karşılaştım ki! Buna artık beslenme alışkanlığı demek çok yetersiz kalır! Geçmişten bugüne süre gelen bir tüketim çizgisinin kalmadığını rahatlıkla ifade edebilirim. Tarım ve hayvancılıkta izlenen yanlış politikalar sonucu, vatandaş artık bırakın et tüketimini kemiğe bile erişemez oldu! Size şöyle bir örnek vereyim, bir yıl önce gittiğim bir semt pazarında eti sıyrılmış tavuk kemiğinin 2 Liradan satıldığını gördüm, sizin gazetenizde de bunun haberi çıktı fakat 10 ay sonra aynı noktaya tekrar gittiğimde bu kez tavuk kemiğine de %100 zam geldiğini, kilosu 2 Liraya satılan tavuk kemiğinin 4 Liraya çıktığını gördüm. Halkın büyük bölümü proteinden yoksun bir şekilde beslenmeye çalışıyor, Et fiyatları orantısız bir şekilde yükseliyor ancak yükselen sadece et fiyatları değil elbette, peynir de et fiyatlarıyla yarışır durumda ve sebze fiyatları mevsiminde bile geçen yıllara nazaran oldukça yükselmişken, vatandaşın beslenme ile ilgili bir alışkanlığından söz etmek mümkün değil!

ÇOCUK YOKSULLUĞU İLE İLGİLİ GÖRÜŞLERİNİZ NEDİR?

Gürsel Tekin : Ülkemizin bence en önemli sorunu, en acı yarası, çocuk yoksulluğudur.! Bu iki kelimeyi bir arada ifade etmek bile çok acı…
OECD’nin son verilerine göre, çocuk yoksulluğu konusunda üye ülkelerin ortalaması yüzde 12,8 olarak açıklanırken, Türkiye’de bu oran yüzde 20’nin üzerinde.
Derin Yoksulluk Ağı (DYA), Eylül 2021’de “Türkiye’de Çocuk Yoksulluğu” adlı raporunu yayımladı. İstanbul’da ikamet eden, düzenli geliri olmayan, günlük ve güvencesiz işlerde çalışan 103 hane ile görüşmeler yapılarak elde edilen rapora göre, bu hanelerin yüzde 13’ünde çocukların çalıştığı görülürken, yüzde 6’sında eve sadece çocukların gelir getirdiği ortaya çıktı. Derin yoksulluk altında yaşayan çocukların ise hurdacılık, seyyar satıcılık, tekstil işçiliği ve atık kağıt işçiliği gibi ağır koşullarda çalışıyor.
Rapora göre, görüşülen ailelerin yüzde 85’i yeterli besine ulaşamazken, yüzde 74’ü bebek maması ve bezi almakta zorlanıyor ve yüzde 21’in bebek bezi ve mamasına ulaşımı dahi söz konusu değil. Aileler 0-3 yaş çocuklarını hazır çorba, şekerli su, pirinç lapası gibi yeterli olmayan besinlerle beslemek zorunda. Covid-19 pandemisi süresince ailelerin yüzde 49’unun temiz suya erişimi bulunmuyor. Yoksulluk koşulları altında yaşayan çocukların yarısından fazlasının (yüzde 57,8) pandemi döneminde eğitimine devam edemediği görülüyor. Okula devam edemeyen çocukların yüzde 60'ının uzaktan eğitim için gereken teknolojik cihazlara, yüzde 54'ünün ise internet erişimi bulunmuyor. Çocukların yüzde 45'ini takip eden bir yetişkin bulunmazken, yüzde 39'u uzaktan eğitime erişim konusunda yeterli bilgiye sahip değil.

Tabi bir de bizim sokakta gözlemlediğimiz, dokunduğumuz ve yüreklerimize dokunan çocuklarımızın acı hikayeleri var. Evinde ders çalışması gerekirken sokakta, çarşıda pazarda bir şeyler satarak aile bütçesine katkı sağlamaya çalışan çocuklarımızın sayısı oldukça fazla, üstelik büyük çoğunluğu da artık ailelerin ekonomik sıkıntıları nedeniyle artık okulla eğitimle ilişkisini kesmiş durumda…

…KADINLAR YOKSULLUKLA NASIL BAŞA ÇIKIYOR? YOKSULLUĞUN AİLE YAPISINA ETKİLERİ NELER?

Gürsel Tekin : Bu derin yoksulluk kuşkusuz en çok kadınlarımızı etkiliyor. Bizim aile yapımızda evi çekip çeviren, yediren, giydiren kadınlarımızdır annelerimizdir.

Çarşıda pazarda en çok kadınlarımızın bu derin yoksulluğa karşı verdiği mücadele ile karşılaşıyoruz. Fakat öncesinde TÜİK’in 2022 verilerini bir hatırlatmak istiyorum. TÜİK’in 2022 verilerine göre ‘’Kadınların istihdam oranının erkeklerin yarısından daha az olduğu görüldü’’Hanehalkı işgücü araştırması sonuçlarına göre 2021 yılında 15 ve daha yukarı yaştaki istihdam edilenlerin oranının %45,2 olduğu görüldü. Bu oran kadınlarda %28,0, erkeklerde ise %62,8 oldu.

Bu verilere bakıldığında kadınların büyük bölümü işsiz gibi görünüyor, oysa herhangi bir yerde çalışmayan kadınlarımızın hane içindeki iş yükü çalışan bir kadından daha ağır bir sorumluluk taşıdığını belirtmek istiyorum. Sık sık ziyaret ettiğim Tuzla Bitpazarına benden başka giden siyasetçi yok! Özellikle hükümet yetkililerine defalarca çağrıda bulundum, bu çağrımı tekrar ediyorum gelin birlikte gidelim. Şimdi bana soruyorsunuz Kadınlar yoksullukla nasıl başa çıkıyor? Yoksulluğun aile yapısına etkileri neler? Diye…
Sadece birkaç soru ile size gelinen noktayı özetleyebilirim.
Siz hiç 2.el çarşaf aldınız mı? Siz hiç 2. El ayakkabı, 2.El pantolon aldınız mı?
Ya da elektrik faturanızı ödemek için evinizden bazı eşyalarınızı satmak zorunda kaldınız mı?
İşte bütün bunların cevabı öteki Türkiye’de saklı, öteki Türkiye’ye giderseniz kadınlarımızın yoksullukla başa çıkmak için nasıl bir efor sarfettiklerini de görebilirsiniz, aile yapısına etkilerini de görebilirsiniz…
Bu derin yoksulluk beraberinde tersine göçü getirdi!
"İBB, üç yıl içinde 10 bin hanenin Anadolu’nun çeşitli bölgelerine dönmelerine yardım etti, şu anda da 800 hane sıra bekliyor"
İBB verilerinden derlediği çalışmaya göre üç yılda 10 bin hanenin kentten göç etti. “Buralarda tutunamayanlar köylerine gidiyor. Bunca insan ‘Taşı toprağı altın’ diye İstanbul’a geldi, sefaletle dönüyor”
İBB’nin olanağı olmayan vatandaşlar memleketine dönenlere nakliye hizmeti veriyor. “Üç yıl içinde 10 bin hanenin Anadolu’nun çeşitli bölgelerine dönmelerine yardım ettiler. Şu anda da 800 hane sıra bekliyor. Başta Esenyurt, Bağcılar, Sultanbeyli gibi ilçelerde yaşayan insanlar tersine göç ediyor. Çoğunlukla Batman, Ordu, Diyarbakır ve çeşitli illere gittiklerini görüyoruz. Bu hane sayısının önümüzdeki günlerde de artmasını bekliyoruz.”

Fiyatlar artıyor alım gücü düşüyor ama zengin daha da zengin olmaya devam ediyor. Seçimlerde ekonomik krizin etkisini göremedik ve iktidar değişmedi. Vatandaş bu yaşam koşullarına rağmen neden

AKP’YE OY VERMEYE DEVAM ETTİ?

Gürsel Tekin : Evet fiyatlar artıyor, hem de her gün artıyor. Üstelik ne bir denetleme mekanizması var ne de artan enflasyonun önüne geçebilecek sağlıklı bir önlem var. Dövizin hızlı yükselişi, faizlerin yükseltilmesi elbette ki zengini daha zengin, fakiri daha fakir hale getiriyor, ne yazık ki bu sistemin sonuçları bunlar. Seçimlerde ekonomik krizin etkisini görmedik nedeni de şu, çünkü iktidar ülkeyi yönetmeyi bırakıp yoksulluğu yönetmeye başladı!

Ülkemizde sosyal koruma kapsamındaki kişi sayısı 2020 yılında 14 milyon 288 bin iken, %2,4 artarak 2021 yılında 14 milyon 624 bin kişiye yükseldi. Sosyal koruma kapsamında maaş yardımı sayısı 2020 yılında 14 milyon 979 bin iken, 2021 yılında 15 milyon 362 bine yükseldi. 2023 verilerine baktığımızda ise 23 milyon 614 bin 60 kişi sosyal yardım alıyor olmasının oldukça ciddi bir etkisi var.” Şeklinde ifadeler kullandı.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Kars Haber