Tacettin DURMUŞ

SES Partisi Genel Başkanı Kars Eski Belediye Başkanı Ayhan Bilgen, memleketi Kars’ta düzenlediği basın toplantısında, kayyum atanarak açığa alınmış bir belediye başkanı olarak devam eden davasının muhtemelen Ağustos ayında biteceğini açıkladı.

Açıklamasında suçsuz olduğunu ileri süren Ayhan Bilgen, hiçbir şekilde kamuoyunda sanıldığı gibi Kobani’de hayatını kaybeden insanların ölümüyle ilgili bir ilişkisi olmadığı söyledi.

Türkiye’nin birliği ve bütünlüğünü konusunda olumsuz herhangi bir tutum ve tavrının olmadığına da vurgu yapan Bilgen, her şeyin bu davayla birlikte net biçimde ortaya çıkacağını dile getirdi.

Kars’ı yeniden yönetme imkanının doğacağını düşündüğünü de söyleyen SES Partisi Genel Başkanı Ayhan Bilgen, “Sonuçta hiç kimse suç işlemekten beri değildir. Biz yargılanmaktan kaçacak, çekinecek bir yerde değiliz tam tersine hani o meşhur tabirle adil yargılanıyorsanız, adaletle bir yargılanma varsa bu gerçeklerin ortaya çıkmasını sağlayacaktır. Biz de önümüzdeki ay gerçeklerin ortaya çıkacağını düşünüyoruz.” Dedi.

TEMLİK YASASINI BİLMEYEN KARS İCRA MÜDÜRLÜĞÜ İLE İLGİLİ OLARAK İŞLEM BAŞLATILMALI!

Bilgen toplantıda, son günlere yerel ve ulusal basında gündem olan Milliyetçi Hareket Partisi’nden ihraç edilen Belediye eski Başkanı Murtaza Karaçanta, döneminde icradan satışı yapılan ve uzun süre mahkemesi devam eden tarihi Aynalı Köşk binası ile ilgili olarak ta açıklamada bulundu.

Karaçanta’dan sonra kayyum atanıncaya kadar Kars Belediye Başkanlığı görevini yürüttüğünü de hatırlatan Ayhan Bilgen, Kars İcra Müdürlüğünün temlik yasasını bilmediğini iddia etti. Yangından mal kaçırır gibi seçime 4 gün kala söz konusu tarihi bir binayı peşkeş çeker gibi satmanın doğrudan doğruya suç olduğunu da iddia eden Ayhan Bilgen, bu nedenle Kars İcra Müdürlüğü ile ilgili olarak işlem yapılması gerektiğini söyledi.

SES Partisi Genel Başkanı Ayhan Bilgen düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi:
“Biz belediyecilik dönemimizde bu şehri savunmak dışında, bu şehrin tarihi dokusunu, kültürünü, mal varlığını, zenginliğini ve insanlığını savunmak dışında hiçbir suça hiçbir fiile imza atmadık. Hiçbir savunamayacağımız işin ortağı olmadık. Dolayısıyla biz vicdanen rahatız, tarih önünde toplum önünde de bu rahatlığın, bu netliğin yani sonuçlanacağını tescilleneceğini düşünüyoruz.

İki şey bizim için çok önemli. Birisi bu şehrin kültürel varlığı; çünkü orada herkesin payı var, herkesin hakkı var. Sonuç itibariyle bu şehirde geçmişten bugüne kadar yapılmış her tarihi eser her Karslının ve Kars’ta yaşayan herkesin hakkıdır.
Aynalı Köşk ile ilgili olarak yapılan açıklamaların bir kısmı son derece isabetli ve doğrudur. Ama eksik bilgilendirme olan kısmı ile ilgili en azından şunu söylemek isterim ki; bizim Yargıya intikal ettirdiğimiz dosyalarda temlik usulsüzlüğü çok nettir. Temlik usulü kanunda nettir. Hangi yöntemle belediyelerin borçlarını temlik edebilecekleri ya da belediyelerden alacağı olanların hangi usulle temlik yapacakları çok net tarif edilmiştir. Eğer Kars İcra Müdürlüğü temlik yasasını bilmiyorsa, Kars İcra Müdürlüğü ile ilgili işlem yapılmalıdır. Yangından mal kaçırır gibi seçime 4 gün kala tarihi bir binayı peşkeş çeker gibi satmak doğrudan doğruya kamu görevlisinin fiilen aslında suça ortak olmasıdır. Eğer temlik mevzuatını bilmiyorsa bir icra müdürlüğü öğrenmesi gerekir. Ama biliyor buna rağmen usulsüz işlem yapıyorsa temlik mevzuatına aykırı yapılmış bir işlemin gereğini yapıp icradan satış gerçekleştiriyorsa o zaman çıkar ilişkilerinin olduğu yönünde şüpheye gireriz. Dolayısıyla ben bilmediğim hiçbir şeyle hiç kimseyi itham etmek istemem ama bildiğim bir şeyin de arkasında dururum. Ben kamu yöneticisiyim ve temliğin nasıl yapılacağı konusu kanunda çok nettir. Bir gün belediye ile ilgili denetimler teftişler bittiğinde ve gerçekten adil bir yargılama olduğunda ortaya çıkacak ki; o temlikler usule aykırı yapılmıştır. Temlik mevzuatına uygun yapılmış olsaydı bizim de zaten itiraz edecek bir şeyimiz olmazdı. Ama biz ne yazık ki bizden önce itiraz edilmemiş olmasına rağmen elimizden gelen bütün çabayı sarf ettik. Fiilen de orayı bir okuma salonu, bir sergi salonu, bir tiyatro salonu olanı haline getirmek için de işte gönüllü şehre hayırsever katkı sunan iş adamlarının da desteğiyle fiili olarak çalışmaya başlamıştık. Sergi salonunu açmıştık. Tiyatro salonun da tefrişatı bitmek üzereydi ama görevden alındık. Sonuç itibariyle orayı savunmak o binayı korumanın bu şehre saygının, bu şehre hürmetin gereği olduğu kanaatindeyim. Bu konuda hala yapılacak işler var. Bu imkan doğduğunda da bunu yapacağımızı da herkes görecek. Dolayısıyla hiçbir şey bitmedi bunu bütün karşıtılar bilmeli.

TEMLİK USULÜ NE DEMEK!

‘Temlik’, bir borcun belediye açısından borç, ama Belediyeden alacağı olan firma yada şahıslar açısında dan bir alacağın başkasına havale edilmesidir. Yani o alacağın işte bir beyanla ama o beyanın usulü bellidir işte noterden yapılması, encümenden onaylanması gerçek alacak mı değil mi bir kere dolayısıyla yani bu süreçler tamamlanmamıştır. Bu süreçler usulüne uygun işletilmemiştir, yani herhangi birisi kalkıp benim belediyeden alacağım var ben bu alacağımı filancaya devrettim dediğinde o kesinleşmiş alacak yerine geçmez. Bu çok nettir icra dairelerinin bunu bilmemesi mümkün değildir. Yani burada hem dönemin belediye yönetiminin kusuru vardır. Kastı yoksa kusuru vardır usul ile ilgili kanunun yol ve yöntemini bilmemesi ile ilgili bir uygulama vardır. Hem de icra dairesinin sorumluluğu vardır. Yani iki tarafta birlikte sorumludur. Yani bir tarafın yaptığı yanlışı kamu idaresinde başkasının yanlışının mazereti olamaz. Belediye temlik usulüne aykırı davrandı diye icra dairesi de aykırı davranamaz. Kanunda aykırı uygulamada herkes kanuna uygun davranmak zorundadır. Yani keyfi biçimde bir borcun devri söz konusu olamaz dolayısıyla oradaki temlik usule aykırıdır. Bizim itirazlarımız bunun üzerinden olmuştur ve o dosyalar hızlı işlerse hızlı neticelenirse haklı olduğumuz karşıların haklı olduğu aynalı köşkü savunan koruyan herkesin haklı olduğu da ortaya çıkacaktır. Dolayısıyla da hani biz bu konuda netiz kendimizden eminiz ve eninde sonunda adaletin tesisi tecelli edeceğini de düşünüyoruz.”