Bilgen “Bu durum yaptırsınlar paralarını ısınsınlar!’ denecek bir durum değildir’’

Bilgen “Bu durum yaptırsınlar paralarını ısınsınlar!’ denecek bir durum değildir’’

Türkiye'nin Sesi Altın Çağ Partisi (SES) Genel Başkanı Ayhan Bilgen, memleketi Kars’ta düzenlediği basın toplantısında Bayrampaşa ve Atatürk Mahallerinde doğalgazları kesildiği için mağdur olan vatandaşlarının sorunlarını dile getirdi.

Tacettin DURMUŞ

Barınma hakkının temel ve anayasal bir hak olduğunu dile getiren Bilgen, şehirde ve şehir dışında yaşayan tüm varlıklı insanları sorumlu ve duyarlı davranmaya davet etti.

Her iki mahalle halkının yaşadığı sorununun yerel seçimlerden daha önemli olduğunu da söyleyen Türkiye'nin Sesi Altın Çağ Partisi (SES) Genel Başkanı Ayhan Bilgen gazetecilere yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

“Bayrampaşa ve Atatürk mahallerinde bulunan TOKİ konutlarında doğalgazın kesilmesi sorunu her kes tarafından biliniyor. Bu soğukta, bu kış gününde şehrin bir mahallesinde ısınma problemi varsa; yani 700 hanenin olduğu bir bölge ısınılamıyor ve ısıtılamıyorsa bu aslında sadece yani onların sorunu, onların sıkıntısı değildir. Bu sorun şehirde yaşayan herkesin, hepimizin, bu şehirden ekmek yiyen, bu şehir sayesinde ayakta duran, Türkiye’nin başka şehirlerinde ve büyük şehirlerde ticaret yapan, buranın sokaklarında büyümüş, buraya borcu olan, buraya vefa sorumluluğu olan herkesin aslında ayıbıdır ve utancıdır.

Konunun tabii yani idari müdahalelerle ve girişimlerle çözülmesi konusunda da elimizden geleni yaptık. KARGAZ’ın en azından belki borçların bir kısmıyla ilgili esneklik göstermesi konusunda. Ama ne yazık ki bu konuda da çok mesafe alamadık. Tabii bu konutlar ortak yönetim olduğu için ve tek sayaç sistemi olduğu için her blok bir sayaçla gaz hizmetini aldığı için ne yazık ki bir daire bile borcunu ödemediği zaman bütün blok ne yazık ki gazı kesildiğinde ısınamıyorum. Şimdi orada tabii bir vefat olayı da yaşandı. Sebebi ne olursa olsun sonuçta öyle yorumluyor. Oradaki insanlar, çocuklar ve kadınlar bir an önce ısınmak istiyorlar. Barınma hakkı anayasadaki en temel haklardan birisidir. Sosyal devlet aynı zamanda insanların insanca yaşamak koşullarının oluşturulmasıdır. Bu durum ‘yatırsınlar paralarını ısınsınlar denecek bir durum değildir.’ böyle ele alınamaz. Biz bu nedenle hem gerçekten sorunun çözümüyle ilgili bir formül geliştirmek üzere site yönetimiyle, orada çalışanlarla, oradaki ailelerle görüşmek üzere geldik dün ziyaret ettik. hem de yani bunun çözümüne dair bireysel olarak ‘ne yapabiliriz nasıl bir çözüm geliştirebiliriz’ diye bunun arayışına girdik. Dün ben tanıdığım bu şehirde yetişmiş, bu şehri seven bazı iş adamlarıyla durumu paylaştım. Çünkü ‘dayanışma insan olmanın gereğidir’. Yani bu nasıl ki bir uzdunuz, bir organımız acıdığında bu acıyı bütün vücut hissediyorsa; hepimiz hissediyor olmalıyız. Ankara’daki ve da İstanbul'daki Karslı da, yurt dışında yaşayan da bunu hissediyor olmalı. Eğer insanlığımızı kaybetmediysek, bu şehri seviyorsak ve çözülebilecek ölçekte bir sorun görüyorsak bunun için bir çaba ortaya koymalıyız. Ben bazı iş insanlarını aradım onlar bazıları duyarlılık gösterdiler. Bugün içerisinde destek olacaklarına katkı sunacaklarını söylediler. Onları bekliyoruz. Orada ekonomik durumu çok kötü olan aileler var. Aslında neredeyse ödeme yapmaları imkansız ve bir kaç yıldır da hiçbir kuruş ödemişler. Kimsesizler var yani eve bakan kimse yok. Ancak başını soktukları 4 duvarları var. Dolayısıyla bu hiçbir ödeme yapma imkanı olmayanların eğer borçlarını üstlenebilirsek onları ödeyebilir isek muhtemelen onlar yüzünden kapanıyor algısını da kırarız. Kendi borcunu ödeyebilecek olanlar da daha sorumlu davranırlar ve ben öyle umut ediyorum ki bugün bu sorunu çözmeye gücümüz yeter. Aslında bu şehirde yaşayan herkes hepimiz ya da işte büyük şehirlerde ticarette başarılı olan ekonomik sosyal hayatta güçlü olan isimler yani birazcık taşın altına elimizi koysak üzerimize düşeni yapsak bugün içerisinde ben bu sorunun çözülebileceğine inanıyorum. Bunu çözmek için geldim. Başka bir kimsemiz yok bizim açımızdan bu şehirdeki insanların yaşamak koşulları siyasi gündemlerden de daha önemlidir. Hepimizin muhtemel işte koltuk hesabından, seçim hesabından da çok daha önemlidir. Sonuçta siyaset şehir için yapılır, insanlar için yapılır. Eğer burada insanların sorunlarına duyarsız kalırsak, sorumsuz kalırsak ne derneklerimiz, federasyonlarımız, kurduğumuz kuruluşlar ne düzenlediğimiz kaz geceleri ne şovlar bunların hiçbirisinin bir anlamı olmaz. Seçimde yürüteceğimiz çalışma buna gücümüz olmaz olmaması lazım ne vaat edeceğiz yani insanlar soğuktan donarken ne vaat edebiliriz ki, ne konuşabiliriz. Ben bu konuda sizin aracılığınızla, sizin vesilenizle herkesi göreve çağırıyorum. Sorumlu davranmaya insani hareket etmeye davet ediyorum. Sonuçta zaten imkanları olanlarla ilgili bir tavır koymayacağız. Hiçbir şekilde ödeme imkanı ihtimali kalmamış, uzun süredir her yol her yöntem denendiği halde çözülememiş 15 - 20 tane evin epeyce birikmiş borcu var. Bu borçlar çok büyük rakamlar değil aslında. Yani bir şehrin potansiyelini düşündüğünüzde bu şehirden yetişmiş insanların ekonomik imkanlarını düşündüğünüzde aşılabilir çözülebilir. Rakamlar sonuçta yani hiçbir şey olmamış gibi davranmaya, görmezlikten gelmeye, kulağımızı tıkamaya hakkımız yok. Ben bu konuda herkesi sorumlu davranmaya, duyarlılık içinde hareket etmeye davet ediyorum. Yani öyle inanıyorum ki bunu duyan sizin aracılığınızla haberdar olan herkes üzerine düşeni yapacaktır. Sitenin hesap numaraları var onu zaten sosyal medyada paylaştık. İsterlerse sitenin kendi hesaplarına, isterlerse oradaki ailelerin yani kişisel olarak adına namına yine doğalgaz borç hesaplarına site yönetimiyle görüşerek de aktarabilirler. Ama yeni yıla bu ayıpla ben girmek istemiyorum. Yani bu utançla yeni yıla dair bir iddiada bulunmak, bir söz söylemek bana ağır geliyor. Dolayısıyla da bugün inşallah öyle umut ediyorum ki sergilenecek duyarlılıkla bu işi çözeriz. Bize yakışan bir iradeyi ortaya koyarız. Eğer bir şehir bunu çözülemiyorsa başka şeyleri de hak edip etmediği konusunu tartışmamız gerekir. Bunu asla bir hadsizlik ve ukalalık olarak lütfen kabul etmeyin. Ama bu insani bir sorumluluktur. Yani bu kadarcık küçük bir sorunu çözmeye gücümüz yetmiyorsa, ne tarihsel kimliğimizden, ne geçmişte yaptıklarımızdan, işte Cumhuriyet tarihimizden, bağımsızlığımızdan, Sarıkamış destanından söz etmek hamaset ve nutuk olacaktır. yani buna hakkımız yok. Eğer bugün insanca yaşayamıyorsak bu sorunu çözmek için taşın altına elimizi koyuyorsak, siyasi hamasetinde diğer bütün yani gösterişlerin de anlamı kalmayacak. Benim bugün tek gündemim buydu bunu sizlerle paylaşmak istedim teşekkür ediyorum.”

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Politika